14 Mart 2013 Perşembe

Gobyy ' e Dönüş

Ankara' ya ilk geldiğim günlerdi. İlk defa ailemden bu kadar uzakta ve yalnızdım. Ama pek çok yaşıtlarıma göre daha cesaretliydim. Tanımadığım, oldukça büyük bir şehir ve çevreyle karşı karşıyaydım. Düşünmeye başladım ne yapmalıyım. Önce bu koca şehri tanımaya karar verdim ve izlemeye aldım tüm yaşamını.

Rabbim  planlıyor ya yaşamımızı sınavı kazanmadan 2 ay önce,  Aydın' da,  Milli Tekvando Takımı Kız Grubuyla tanışmıştım. Ankara'ya  kazanınca da  boş zamanlarımda  arkadaşların  Altındağ Spor Salonunda ki antrenmanlarını  izlemeye gidiyordum.  Bir gün baktım ki salonda yan yan koşanların, mindere tekme atanların arasına karışmışım. Tabii herkes profesyonel ve hoş geldin demeleri bile maazallah, ....  Derken ben terfi ettirildim," bu kadarı sana yeter"  dendi.

Ankara'nın en ucra köşelerinde 5-7 yaşlarında yetenekli çocuk avındayız. Mahalleler ve insanlar fakir ama gönülleri o kadar zengin, sevgi ve saygılarında o kadar cömertler ki, her bir ev bana bir kitaptan daha çok şey öğretiyor. Gözlerim dolu dolu ayrılıyorum her evden. Ben seviyorum memleketimin insanı diyorum hemde çok. O ana kadar hayatımda hiç tatmadığım duyguları tadıyorum, hiç sızlamadığı kadar acıyla sızlıyor yüreğimin telleri. Ve ben karar veriyorum, Bu yaşlanmış ama gururlu bakışıyla dimdik ayakta, insanların elini öpmeye hafta sonlarında hep geleceğim, Onların yıllanmış tecrübelerinden faydalanacağım, bir yılda 3 yıl yaşamış kadar olgunlaşacağım ve ben onlara faydalı olacağım. AMA Nasıl ?

Hocalar ikna ediyor masrafınız artmıyacak hatta okul giderlerini de karşılayacağız diye. Bir şekilde yetenekli olduğu duyumu alınan, tüm mahalleler deki çocuklar tek tek ziyaret ediliyor. Ben hiç hatırlamıyorum bile hangi semte, hangi yoldan. nasıl gittik, aklım hep Ama Nasıl sorunda. AMA  NASIL ? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder